Saadet Partisi Bartın İl Divan Kurulu Eylül Ayı Toplantısı, Genel Başkan Yardımcısı Fatih Aydın’ın katılımıyla Abdipaşa’da gerçekleştirildi. Kurulda Saadet Partisi Bartın İl Başkanı Ünal Yurtbay’ın yanı sıra il, ilçe ve belde başkanları ile köy ve mahalle başkanları hazır bulundu.

 Fatih Aydın Eylül Ayı İl Divan Toplantısında yaptığı konuşmada, Kuzey Irak’ta gerçekleştirilen referanduma tepki gösterdi. Aydın ayakta alkışlanan konuşmasında şu satırbaşlarına değindi:

“Referandum emperyal güçlerin planıdır”

“Elbetteki oradaki insanlar bir bağımsızlık referandumu yapabilirler. Biz isteriz ki eğer bağımsızlık mücadelesi verilecekse bu mücadele Tel Aviv’e, Washington’a, Paris’e, Londra’ya karşı yapılmalıdır. Oralara karşı da aynı mücadele gösterilmediği  sürece, bu Ankara’ya, Tahran’a, Bağdat’a karşı yapılmış olur. Bu ise kimseyi güçlendirmez, herkesi zayıflatır. Bu referandum bizi parçalamaya, yok etmeye çalışan emperyal güçlerin bir planıdır. Bizim mücadelemiz bunlarla olmalı. Bu bölgedeki sorunları ise bölgenin insanı bir araya gelerek çözebilir.

“Referandumu kabul edemeyiz”

Bu bölgedeki insanların gelecekleri ile ilgili kararları biz kendimiz verebiliriz. Irak, Suriye, Türkiye, İran, Mısır bir araya gelsinler. Kendi meselelerini kendileri konuşsunlar, bu sorunları kendileri çözsünler. İsrail, ‘Bu bölgedeki insanların özgürlüğünü, onların huzurunu istiyoruz.’ diyor. Bunu söyleyen kim? Kuzunun düşmanı olan kurt. Kurda güven olmaz. Bundan dolayı biz bu referandumu kesinlikle kabul edemeyiz.

“Siyasiler nefret dilini bırakmalı”

Bölgede huzur, barış ve saadet yeni mikro devletçiklerin kurulmasıyla olmaz. Bu büyük bir birliktelikle ve İslam Birliği’nin kurulması ile mümkün olacaktır. Türkiye’nin en büyük problemi kutuplaşmadır. İnsanlar kendilerinden olmayanları düşman gibi görüyor. Etrafımızdaki ülkeleri hangi yolla, metotla parçalamışlarsa aynısını Türkiye’de yapmak istiyorlar. Bundan dolayı siyasilerin nefret dilini bırakmak mecburiyetleri var.

“15 Milyon konut parası faize gitti”

Ekonomik göstergelere baktığımızda her yıl  50 milyar TL’nin faize gittiğini görüyoruz. Bu rakamın anlaşılır hale gelmesi için somut bir örnekleme yapalım. 50 milyar TL denilince durumun vehameti anlaşılamıyor. Bakınız TOKİ’nin 15 yılda yaptığı 600 bin konutun maliyetinden daha fazla para her yıl sadece faize gidiyor. Küçük bir matematik hesabı ile  15 yılda faize giden para ile 15 milyon konut yapılırdı.”dedi.