Google+ Sayfamız Youtube Sayfamız Facebook Sayfamız
Bugun...
BANKOĞLU: “HESAP VERECEKLER”

14 Ekim 2022 tarihinde Amasra’da 41 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasına ilişkin Araştırma Komisyonu kurulması teklifi TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edildi. Facianın yaşandığı andan itibaren bölgede bulunan CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Genel Kurul’da söz alarak Genel Kurul’a çok az sayıda milletvekiliyle katılan AK Parti’yi eleştirdi. Öngörülebilir ve önlenebilir her kazanın cinayet olduğunu yineleyen Bankoğlu, “Bu cinayette de Soma’da, Ermenek’te, Kozlu’da hukuku etkin uygulamayanların parmağı var. İnsan hayatı sizin rantlarınızdan çok daha önemli. Kader diyen liderler, binlerce korumayla kuşansa da gelip burada hesap verecekler. Biz, sorumlular tek tek hakim karşısına geçip, hesap verene, cezalandırılana kadar bu davanın takipçisiyiz.”diye konuştu.

Okunma: 926

20.10.2022 17:01

Facebook'ta Paylaş

Konuşmasına, “Bu benim bu kürsüde yapacağım en zor konuşma,” diyerek başlayan CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu’nun yorgunluğu gözlerden kaçmadı.

Konuya ilişkin söylenecek çok söz olduğunu ifade eden Bankoğlu, “Ben oraya, sadece bir milletvekili olarak gitmedim, o toprakların çocuğu, o insanların kızı, kardeşi ve bir hukukçu olarak gittim. O gece endişeli bekleyiş sürerken, ocağa geri inen madencilerin, ‘Kurtaramadık vekilim,’ deyip acıyla birbirlerine sarılıp ağlamaları; oğlundan haber alamayan bir babanın, ‘Ben de aşağı inmek istiyorum, oğlumu almak istiyorum. Vekilim bana ne olduğunu söyleyin, n’olur,’ demesi gözümün önünden gitmiyor,” dedi.

“Biz 41 canımızı yitirmişiz, burada 41 tane AKP vekili bile yok!”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Parti Grup toplantısında, Amasra’da yaşanan maden patlamasına ilişkin, afet söylemini de eleştiren Bankoğlu, “Cumhurbaşkanı afet diyor ama, biz bir facia yaşadık. 41 canımızı yitirdik. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, sevdiklerine ve ailelerine sabırlar diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun,” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amasra ziyaretinde oldukça tartışma yaratan, “Kader planına inandığımız için bunun dünü, bugünü, yarını olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır,” sözlerini de sert bir şekilde eleştiren Bankoğlu, Genel Kurul’a çok az sayıda milletvekiliyle katılan iktidara, “Bizler, temsil ettiğimiz milyonların, maden emekçilerinin ailelerinin vicdanı olmak zorundayız. Kortejlerle Bartın’a gelenler, bu vicdandan nasibini alamamış olacaklar ki, babasını kaybetmiş iki yaşında çocuğun, eşini kaybetmiş hamile bir kadının, evladını kaybetmiş bir anne babanın karşısına çıkıp da, ‘Bunlar kader, sonrasında yine olacak’ diyebiliyorlar. Burada başı önde hesap vermesi gerekenler; faciadan sonra çok iyi iş çıkardık, bu kadar ekiple müdahale ettik, şu kadar saatte madene ulaştık da diyebiliyorlar. Yahu biz 41 canımızı yitirmişiz, burada, şu sıralarda AKP’den 41 vekil bile yok!” sözleriyle yüklendi.

“Kimse sizin adaletinize güvenmiyor”

Meclis Genel Kurulu’nda Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in yaptığı konuşmayı da hatırlatan Bankoğlu, “Dün burada sorumlu Bakan 25 dakika bize her şeyin yolunda olduğunu anlattı. Her şey bu kadar yolundaydı, bu kadar iyi denetleniyordu da neden bu acılar yaşandı?  Bakan’ın konuşmasından aklınızda ne kaldı? Sayılar mı? Ödenecek tazminatlar mı? Yitirdiğimiz emekçilerden birer sayı olarak bahsedemeyiz sayın milletvekilleri.  Her biri bir annenin evladı, bir çocuğun babası…  Acılı ailelerin sözlerini bu bilinçle dinleyin. Diyorlar ki, ‘Biz tazminat istemiyoruz. 100 arabayla geliyorlar. Bu çocuklar yetim kaldı. Gencecik evlatlarımız yanmasaydı da yaşasaydı,’ diyorlar ki, ‘İşçileri çıkarıp orayı temizleyeceklermiş. Öyle demişti. Toptan temizlik yaptılar, evlatlarımızı temizlediler. Toptan temizlediler.’ Bu ocağa yıllarını vermiş maden emeklisi bir baba diyor ki, “Sorunun tedbirsizlikten kaynaklandığını söyleyemediler. Üstü kapatılmasın, başkaları da ölmesin diye, kanımın son damlasına kadar takip edeceğim’. Bir şehit eşi, ‘11 aylık bebeğim var, önümüzdeki ay doğum günü yapacaktık. Bak, çorap kokluyorum ben,’ diyor,” diyerek konuşmasında madenci yakınlarının ifadelerine de yer verdi.

Konuşmasına yürütülen soruşturmanın etkin ve sağlıklı olacağına güvenmediklerini belirterek devam eden Bankoğlu, “Diyebilirsiniz ki bunlar iddia. Soruşturma açıldı, bakılacak, incelenecek. Ama biz bu hükümetin adaletine güvenmiyoruz,” dedi.  2018 yılında TTK Genel Müdürlüğü’ne atanan Kozlu maden faciası baş sorumlusu Kazım Eroğlu’ndan da bahseden Bankoğlu, “Güvenmiyoruz, çünkü bakın, 2013’te 8 işçimizi kaybettiğimiz Kozlu’nun baş sorumlusu Kazım Eroğlu. Ceza almıştı, cezası indirildi, sonra infaz yasalarından bu ceza adli para cezasına çevrildi. Cezasız kalması yetmezmiş gibi, adli para cezasını hala öderken, gittiniz TTK Genel Müdürü yapıp ödüllendirdiniz.  Bu Genel Müdür’ün bir de yardımcısı vardı. Şimdi emekliye ayrıldı. İsmail Güven. 2010’da 30 işçimizi kaybettiğimiz Karadon faciasının baş sorumlusuydu. Yargılandı, cezalandırıldı. Cezası indirime uğradı, adli para cezasına çevrildi. Cezasız kalması yetmezmiş gibi, gittiniz Genel Müdür Yardımcısı yapıp ödüllendirdiniz,” dedi.

2014’te tüm ülkeyi yasa boğan Soma maden faciasının sorumlularının da cezasız kaldığını hatırlatan Bankoğlu, “Bu ülke, yüzyılın en büyük maden faciasını yaşadı Soma’da. Dava 7-8 yıl sürdü. Hakimler değiştirildi. Evraklara el kondu. Sonuç, sorumlular sadece birkaç gün hapiste kalarak, cezasız kaldı. Üstelik orada maden işçisine tekme atan dönemin Başbakan müşaviri, hiçbir ceza almadığı gibi, ticari ateşe olarak atandı. Şimdi, bu hükümetin bakanı çıkmış dün burada, ona güvenmemizi bekliyor,” dedi.

“Çok ciddi iddialar var”

Bölgede soruşturma yürüten savcıların, delillerin karartılma şüphesine rağmen gerekli önlemleri çok geç aldığını belirten Bankoğlu, “Buradan soruyorum, savcılar idari binaya giriş çıkışları ne zaman kontrol altına aldı? Delilerinin tamamına ne zaman el kondu? Bu sırada şüphelilerin, idari müdürlerin, yetkililerin ocağa girmesine izin verildi mi? Yani, delil karartma şüphesine rağmen bu amirler ocağa girdi mi, girmedi mi? Ağustos’ta denetim yapıp onay veren şüpheli bakanlık denetmenleri, şimdi kurulan tahkikat komisyonuna hangi sıfatla alındılar?” diye sordu.

Kamuoyunda çokça tartışılan Sayıştay Raporları’na değinen Bankoğlu, “Sayıştay raporunun 8 bulgusu var.  Bakan birinin bile cevabını vermiyor. Burada çalışan işçi az diyor Sayıştay. Bakıyoruz, geçtiğimiz yıllarda binlerce çalışanı olan yerin şimdi yalnızca 500-550 işçisi var. Bu madenin yıllara göre üretim ve işçi sayısı nasıl değişti? Sonra, alınan önlemlerde aksamalar var diyor Sayıştay. Sayın Bakan burada geçiştirdi, ancak Sayıştay açıkça gaz içeriklerinin yüksek olduğunu, riskin arttığını, bu nedenle burada mevzuat hükümlerinin yanı sıra ‘Kurum Degaj Yönergesi’ nin uygulanması gerektiğini yazıyor. Bunlar uygulandı mı? Bakan bunlara cevap vermiyor. Sayıştay iş güvenliğinde aksama var diyor. Bunlarla ilgili bakanlık işlem yaptı mı? 25 dakika konuşan Bakan’ın maalesef buna da bir cevap veremiyor. Metan boşalması diyor, sayın Bakan, ama bunun nedenine ilişkin tek kelime çıkmıyor ağzından,” dedi.  

Bankoğlu açıklamalarında, madenci yakınlarının facianın yaşandığı 16-24 vardiyasından önceki vardiyanın artan gaz sebebiyle erken çıkarıldığını ifade ettiğini belirterek, “Bir önceki vardiya erken mi çıkarıldı? Öyleyse, şehitlerimizin olduğu 16-24 vardiyası neden çalıştırıldı? Vardiya değişiminde gaz ölçümü neydi? Sayın Bakan’ın burada bunları anlatması gerekirdi,” dedi.

“Hala ne bir görevden alma, ne açığa alma ne bir göz altı var!”

Sözlerine olayla ilgili soru işaretlerini belirterek devam eden Bankoğlu, “Deniliyor ki, resmi makamdan olmayan iddialara güvenmeyin. Peki, o zaman aslını siz söyleyin, biz dinleyelim! Burada metrajına uygun en son sondaj çalışması ne zaman yapıldı? Havalandırma sistemleri ne zaman kontrol edildi? Genel müdür değişikliğinden sonra, bu müesseseden kaç kişi ayrıldı? Gelen idari amirler atanırken liyakat ilkeleri göz önünde bulunduruldu mu? Facianın üzerinden beş gün geçti ya, beş koca gün. Hala ne bir görevden alma var ne bir göz altı var. Bu nasıl bir soruşturma,” dedi.

“Seçimlerde dağıtacağınız kömürü nereden karşılayacaktınız?!”

Madenci ailelerinin ve yakınlarının Amasra Müessesesinde son dönemlerde ciddi bir üretim baskısı olduğunu ifade ettiklerini belirten Bankoğlu, hükümet sıralarına dönerek, “Gelecek seçimlerde partiniz kaç kişiye ne kadar kömür yardımını yapacak? Bu kömürü nereden karşılayacaktınız? Yoksa bu müessesenin üzerinde bu yüzden mi bir üretim baskısı vardı,” diye sordu.

Yine madenci yakınlarının çok benzer ifadelerde bulunduklarını ve birçoğunun, “Üretim durdurulup, madencilere izin verilecek, maden temizlenecekti,” dediğini belirten Bankoğlu, bu temizliğin sendika seçimleri sebebiyle ertelenmiş olabileceği iddialarını da gündeme getirdi.

“Amasra, Suudi Kral kadar umurunuzda değil”

Ülkede insan hayatının değersizleştirildiğini ifade eden Bankoğlu, “Bu ülkede insana değer verilmiyor. Başka gelişmiş ülkelerde bunlar yaşanmıyor!  Suudi kral ölünce yas ilan ediliyor, ama Amasra için yas bile edilmiyor,” diyerek hükümetin faciayı gerektiği şekilde ele almadığını belirtti.

Bankoğlu, “Bildiğimiz şey şu, biz buradaki soruların beş mislini soru önergesi olarak verdiğimizde, aylarca cevap alamayıp, üç beş cümleyle geçiştirileceğiz. Bildiğimiz şey şu, dün kortejlerle Bartın’a gelenler, yarın bu konuyu unutup gidecekler. Kader, fıtrat edebiyatıyla, sorumluluklarından kaçmaya çalışacaklar. Ve bildiğimiz şey şu ki, ocağına ateş düşen 41 ev, bir daha asla eskisi gibi olmayacak,” diyerek devam etti. 

“Yemin olsun ki unutturmayacağız! Tek tek hesap verecekler”

Olay yerinde yakınlarını kaybedenlerin adalete inancı kalmadığını belirten Bankoğlu, “Biz ‘Bu işin peşini bırakmayacaksın değil mi?!’, ‘Abla orda devlet yokmuş,’ diyen Rabia’yı da, babasının tabutu önünde elindeki fotoğrafı gösterip  “Bak bu benim babam,”  diyen 2,5 yaşındaki  Miray’ı da, madendeki altı arkadaşını çıkarıp  kendi geri dönemeyen Elisa’nın babası  Yener’i de unutmayacağız. Biz, ‘24 yaşındayım ben, dul kaldım, geçer mi bu? Yanmış kocamı öpemedim ben, suratı yanmış, bacağı yanmış, kolu yanmış. Ben hayat arkadaşımdan korktum, öpemedim, canı yanar diye,’ diyen acılı eşi de ‘Sizden tek isteğim var: bu suçu da ölülerin üzerine atmasınlar. Gerçek suçluları ortaya çıkarın benim yüreğim ancak, o zaman soğur,’ diyen anneyi de unutmayacağız. Ve (yemin olsun ki) unutturmayacağız,” dediğinde muhalefet sıralarında alkışlar yükseldi.

“Öngörülebilir ve önlenebilir her kazanın cinayet olduğunu yineleyen Bankoğlu, “Bu cinayette de Soma’da, Ermenek’te, Kozlu’da hukuku etkin uygulamayanların parmağı var. İnsan hayatı sizin rantlarınızdan çok daha önemli. Kader diyen liderler, binlerce korumayla kuşansa da gelip burada hesap verecekler. Biz, sorumlular tek tek hakim karşısına geçip, hesap verene, cezalandırılana kadar bu davanın takipçisiyiz,” dedi. Maden şehitlerinin ailelerinin asla yalnız olmadığını belirten Bankoğlu, konuşmasını, “Güneşi görmek için karanlığı kazıyanlara selam olsun,” diyerek tamamladı.

Etiketler:
Okuyucu Yorumları

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan sitemiz sorumlu tutulamaz.

Facebook'da Bizi Takip Edin