Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Merkez Yönetim Kurulu Toplantısına Bartın’dan MYK Üyesi Cemal Akın da katıldı. Akın toplantı sonrasında yaptığı değerlendirmede, “Ülkemizin son günlerde en fazla gündeminde yer alan Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili Genel Başkanımız hassasiyetimizi vurgulayarak noktayı koymuştur.”dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Denetim Kurulu (MDK) Toplantısı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başkanlığında Bartınlı MYK Üyesi Cemal Akın ve diğer kurul üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Toplantıda parti ve ülke gündemi değerlendirilirken toplantı sonrası değerlendirmelerde bulunan MYK Üyesi Cemal Akın toplantıda ülke gündeminde yer alan Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin hassasiyetini vurgulayarak noktayı koyduğunu ifade etti.
Akın açıklamasında, “Ülkemizin son günlerde en fazla gündeminde yer alan Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili Genel Başkanımız hassasiyetimizi vurgulayarak noktayı koymuştur. Türkiye ve bölgemizdeki tüm gelişmelerin değerlendirildiği MYK Toplantımızın ülkemize ve aziz milletimize hayırlı olmasını diliyor, en derin saygılarımı sunuyorum”dedi.
“İşimiz çok, yolumuz çetin, yükümüz ağır”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli isetoplantıda şu satırbaşlarına değindi: “Merkez Yönetim Kurulumuz ile Merkez Disiplin Kurulumuzun ortak toplantısında iç ve dış gündem başlıkları dört başı mamur şekilde ele alınmış, deyim yerindeyse ince elekten geçirilmiştir. Ülkemizi zora sokan, stratejik riskler ihtiva eden, bölgesel ve küresel arka planı olan meseleler, ayrıca aziz milletimizi doğrudan ilgilendiren ve rahatsızlık uyandıran sıcak gelişmeler ana hatlarıyla masaya yatırılmıştır.Aynı zamanda partimizin önümüzdeki döneme havi saha çalışmaları, siyasi faaliyetleri muhtevalı olarak değerlendirilmiştir. Davamızın bugünkü temsilcileri olarak, hedefler hiyerarşimizden sapmadan, öncelikler piramidimizi ihmal etmeden, ahlak ve ilkelerimizden taviz vermeden dirayet ve disiplinle çatısı örülen vatan ve millet mücadelemiz aynen sürdürülecektir.Evvelemirde ne yapılması gerekiyorsa onu yapacağız. Kaldı ki gayretle, faziletle, samimiyetle ve bihakkın bu kararlılıktayız. Akabinde mümkün olanı gerçekleştirmek için emek verip önümüz sıra dikilmiş bariyerleri etap etap aşacağız. Bunun için sabır, sebat, inanç, ısrar ve stratejik akılla çalışacağız. Ardından da başkaları için imkansız görünen ne varsa başarmak için öne atılacağız, öncülük yapacağız, örnek olacağız, nihayetinde gecenin dar koridorlarından şafağın aydınlık mihrabına hep birlikte ulaşacağız.
Akıntıda sürüklenen bir sal gibi değil, kusursuz okyanus fırtınalarına direnen dev konteyner gemilerine benzer şekilde tarihi ve siyasi rotamızda azimle ilerleyiş kaydedeceğiz.İnanmış, ülkülerini kalbiyle tasdik etmiş ve tutkuyla davasına bağlanmış bir kişinin; kıyıda durup ortada görünen, boşuna vakit geçiren, lafla peynir gemisi yüzdüren, boşa sallayıp dolu tutmanın hevesinde olan, irade göstermek yerine çıkarlarını gözeten niteliksiz kalabalıklardan ziyadesiyle müessir olacağını hiç aklımızdan çıkarmayacağız. Nisyan uçurumuna savrulmadan geçmişi gelecekle kenetleyeceğiz.Nitekim partimizin geride kalan 55 yıllık siyasi mücadele külliyatı sayfa sayfa tetkik edildiğinde bu yakın ve yalın gerçeklere kuşkusuz şahitlik edilecektir.Nice tecrübenin mecmuunda damıtılmış öngörü derinliğiyle söyleyebilirim ki, Milliyetçi Hareket Partisi yeni yüzyılda entelektüel, felsefi, fikri, siyasi kalibre ve kadro açısından en iyi donanıma sahip olduğunu görkemli bir mazinin omuzlarından yükselerek yine ve yeniden gösterecektir.Türk tarihinin, Türk kültürünün, Türk medeniyetin ve Türk milletinin istikbal umudu, istiklal ufku, var oluşumuzun taşıyıcı ve koruyucu ruhu Milliyetçi Hareket Partisi’nde temerküz ve tebarüz etmiştir.İşimiz çok, yolumuz çetin, yükümüz ağırdır. Üstelik vakit dar, vaziyet naziktir. Milliyetçi Hareket Partisi, geçmişin ilhamıyla geleceğin irade ve istikametini isabetle tayin etmenin amacındadır.Milliyetçi Hareket Partisi milletimizin tamamını kucaklamaya, kardeşlik ve ortak kader mizanında her insanımızı Cenab-ı Allah’ın eşsiz bir lütfu görmeye, ayrımcılığı ve bölücülüğü çiğneyip geçmeye sonuna kadar azimli, sonsuza kadar da inançlıdır.
“Kaçınılmaz hesabımız mutlaka görülecektir”
Bunun yanı sıra Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türk ve Türkiye Yüzyılı mimarisini başarmakla memur ve mükelleftir.Karamsarlık aşılamaya çalışanlar, ahlaki ve moral değerlerimizi aşındırmaya çabalayanlar elbette vardır ve bundan sonra sayılarının artış kaydetmesi, iyice şımarmaları, zıvanadan çıkmaları muhtemeldir, beklenmelidir.Hatta bu görüşümüzü teyit ve tevsik eden pek çok mahsurlu gelişme milletimizin gözü önünde tıpkı bir merasim geçişi veya perdesi kapanmayan bir tiyatro oyunu gibi kesintisiz sahnelenmektedir.Türkiye’nin önünü kesmek, devlet-millet dayanışmasını kırmak, toplumsal güveni yıkmak maksadına matuf organize bir kötülük, iç ve dış iştirakçileri olan çok sesli fitne/fesat korosu herkesi uyarıyorum ki, alarm zillerini çalacak düzeyde faaldir, açık veya gizli faaliyetlerini son günlerde hızlandırmışlardır.
İç cephemizin çökertilmesi için dört bir koldan yürütülen operasyonlara ilave olarak, milli birlik ve dayanışma hissiyatının yalnızca yıkık bir duvarı kalan harabeye dönüşmesi, manevi direnç noktalarının teker teker zayıflaması hedeflenmektedir.Kuşatma sertleşmiş, kumpas şiddetlenmiş, kundakçılar çoğalmıştır.Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, iç asayiş ve huzur ortamı, sosyal ve ekonomik bünye, milli ve manevi değerler hazinesi kesif ve keskin saldırı altındadır.Birbiriyle eklemlenerek vasat bulan zincirleme olayların akıl ve vicdan terazisinde tefsir ve teşhisi halinde varlığımıza ve birliğimize yönelik sabotajların iç yüzü fazla zahmete katlanılmadan görülebilecektir.Nitekim durum ciddidir. Tehlike oldukça yakındır.Tehdit gittikçe cesamet kazanmaktadır.Bu düşüncelerim bir vehmin, bir varsayımın, bir abartının, pireyi deve yapan temelsiz bir bakışın dağınık malumatı veya dayanıksız mahsulü değildir.Ne söylüyorsak, neyi konuşuyorsak, hangi karanlık kuytulara Türk ve Türkiye sevdamızın ışıklarını tutuyorsak bilinmesini özellikle temenni ederim ki, zaman ve mekân içinde açık seçik gerekçeleri vardır ve ortadadır. İnsan ve toplum iki şekilde yanılgının pençesine düşmektedir:Bu düşüş; ya gerçek olmayan bir şeye inanarak, ya da gerçeğe inanmayı, gerçekle yüzleşmeyi reddederek meydana gelmekte ve sonuçları da ağır olmaktadır.
Yalanı ve riyayı allayıp pullayıp gerçeğin telif haklarını bir plan dâhilinde inkâr ve ihlal edenler esasen milletimize ve ülkemize en rezil bühtanı reva gören ilkesizler ve itibarsızlardır. Hiç kimse merak buyurmasın, bu insan müsveddeleriyle tarih ve millet huzurunda kaçınılmaz hesabımız mutlaka görülecektir. Türkiye’yi kafa kola almak için kılıktan kılığa giren maskeli balo soytarılarının eline ve emeline teslim edilecek bir ülke yoktur.
“Siyasi sefalet iyice azıtmıştır”
Dışarıda bileğimizi bükemeyenler, Türkiye’nin yükselişini çekemeyenler, uyanan devi hazmedemeyenler içeride zaaflarımızı kaşımakla, rehavetimizi kollamakla, milli ve manevi güven iklimimizi zehirlemekle meşguldür.
Son zamanlarda yaşananlar, ortalığa saçılan olaylar ve bunların medya aracılığıyla psikolojik harekât biçiminde servis edilmesi kesinlikle normal değildir.Milli mukavemeti kırmak için zillet içinde yuvarlanan kukla muhalefet, ziyan içinde olan diğer muhbir unsurlar tetikçilik ve teşrifatçılık yapmaktadır.Anlaşıldığı kadarıyla, CHP Genel Başkanı hayal tacirliğini, boş keseden atıp tutmayı siyaset zannedecek kadar hayatın ve hadiselerin gerçeklerinden uzaklaşmıştır.
Özgür Bey’in 31 Mart seçimlerinden sonra ‘erken seçim istemeyeceğiz’ açıklaması mıh gibi hafızalara kazınmışken, bunun üzerinden çok geçmeden 2025 yılının Kasım ayında erken seçim çağrısını telaffuz etmesi akıl tutulması ve hayal tutsaklığıdır. ‘Sandığı getirip iktidara geleceğiz’ diyen bu ayarsız zatın deli saçması vaadi ise bir litrelik rakının 140 liraya inmesinden başka bir şey değildir. Mavi Vatana masal diyen siyasi sefalet iyice azıtmıştır. Türkiye’nin muhalefet sorunu habis ura dönmüştür. CHP’ye oy veren kardeşlerim bu patolojik yönetim anlayışına gerçekten müstahak görülmemelidir. CHP’nin altı okundan devletçiliği mora ve yeşile boyamaktan bahsedenlerin aslında kendilerine yakışan rengin pembe olduğunu buradan hatırlatmak samimi düşüncemizdir. DEM’lenmiş CHP ve diğer yedekleri Türkiye’nin iç cephesini düşürmekle tembihli ve görevlidir. Bu sayede bölgesel ve küresel tehditlere müsait hale gelecek olan ülkemiz gerisin geriye Sevr şartlarına sürüklenecektir. CHP yönetimine hâkim olan sadece cehalet, sadece ihanet, sadece melanettir. DEM’in ve PKK’nın bölücülük mahzeninde gönüllü esarete heveslenen bu partinin Türkiye’nin milli tezlerine sahip çıktığı, hükümranlık haklarını savunduğu görülmüş, duyulmuş şey değildir. Tahrikleriyle siyaseti geren ve milletimizin huzurunu kaçıran DEM’lenmiş CHP, geldiğimiz bu aşamada vahim bir sorundur, bu sorun demokrasiyi ve siyasi ahlakı zedelemektedir. İç işgal cephesinde koçbaşı pozisyonu alan CHP’nin aklı yerli değildir, iradesi milli değildir, idaresi ve iddiaları doğru ve düzgün hiç değildir.
“Hiç kimsenin hakkı, harcı ve haddi değildir”
Özgür Özel, geçtiğimiz günlerde Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili şahsımın görüşünü merak etmiş, Hüda-Par’a ne diyeceğimi sormuş. Aklınca kurnazlık yapan, dedikodu üreten, siyasi işportacılığa özenen Özgür Beyin bildiği kadar bizim unutmuşluğumuzvardır.Usul ve üslup bilmeyen, gecesi başka gündüzü başka olan, gözleri fel fecir okusa da feleğin çemberine yakasını ve yarınlarını kaptıran bu siyaset defosunun önce DEM ve PKK’yla illiyet, irtibat ve iltisağını anlatması daha makul ve daha mantıklı olacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi’ne Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili soru sormak, bu kapsamda teste tabi tutmak, yoklama yapmak elbette hiç kimsenin hakkı, harcı ve haddi değildir.Kim olursa olsun, hangi mevkide bulunursa bulunsun, Anayasa’nın ilk dört maddesine şaşı bakanlar ve şaibeli tavır gösterenler bizim için yok hükmündedir, ciddiye ve muhatap alınmaya değecek hiçbir yanları da yoktur. Milliyetçi Hareket Partisi ‘dördüncü madde değişsin, diğer üç maddeye bir şey demiyoruz’ sözlerini, kale olsun ama surlara gerek yok diyen mağlup ve meczup anlayışla bir ve aynı görmektedir. Özgür Bey’in bize soru sormak yerine böylesi bir bayağı ve sakat tartışmanın neden ve niçin gündemde tutulduğunu, kırılgan bir zamanda hangi niyetle polemik malzemesi yapıldığını kendisinden başlamak kaydıyla itiraf etmesi akla ve adamlığa en yatkın, en uygun seçenektir.
Anayasa’nın dördüncü maddesinden hareketle ilk üç maddeyi değiştirmeye yeltenecek ve buna muvaffak olacak bir bedhahta bu dünya gözüyle müsaade etmemiz ve çanak tutmamız imkansızdır ve emel sahipleri kendilerine mutlaka çeki düzen vermekle mesuldür.
Milliyetçi Hareket Partisi; sivil, demokratik, insan hak ve hürriyetlerine dayanan, devletin ve milletin hukuksal omurgasını belirleyecek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle uyumlu, geniş katılımcı bir anayasa hazırlığı için müspet ve yapıcı tutumunu korumaktadır.Anayasanın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak zamanın ihtiyaçlarına dinamik ve kalıcı cevaplar verebilen anayasa yapılmasının yanındayız.Yeni anayasa hazırlığı süratle tamamlanmalı, sonuçta milletimiz ve ülkemiz yeni yüzyılda bu tartışmayı düğümlemelidir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, sorumluluktan kaçmayan, elini taşın altına koymaktan sakınmayan sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerle bu tarihi görevi yerine getirmeye hazır ve kararlıdır.”
Akın, “Genel Başkanımız son noktayı koydu”
Toplantı sonrasında değerlendirmede bulunan ve Bartın’da 14 yıl belediye başkanlığı yapan MYK Üyesi Cemal Akın ise şöyle konuştu, “Milliyetçi Hareket Partimizin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Denetim Kurulu (MDK) toplantısını, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin başkanlığında gerçekleştirdik.Genel Başkanımız, Türk Dünyasının Bilge Lideri Dr. Devlet Bahçeli’nin önderliğinde ülkemizin birlik ve beraberliği ve Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Lider Ülke Türkiye için kararlı yürüyüşümüz devam ediyor. Toplantımızın ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Bilge liderimiz Dr. Sayın Devlet Bahçeli toplantıda yaptığı değerlendirmede çok önemli vermiştir. Ülkemizin son günlerde en fazla gündeminde yer alan Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili de Genel Başkanımız son noktayı koymuştur. Türkiye ve bölgemizdeki tüm gelişmelerin değerlendirildiği MYK Toplantımızın ülkemize ve aziz milletimize hayırlı olmasını diliyor, en derin saygılarımı sunuyorum.” dedi.
Haber: Erdem Tabakoğlu
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan sitemiz sorumlu tutulamaz.