CHP Bartın İl Kadın Kolları Başkanlığı, Diyarbakır’da katledilen 8 yaşındaki Narin Güran için parti binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. İl Kadın Kolları Başkanı Özlem Özdemir tarafından yapılan basın açıklamasında minik Narin için adalet talep edilirken iktidara çağrıda bulunuldu. Kadın Kolları Başkanı Özdemir yaptığı açıklamada Adalet Bakanlığı’nın verilerine dikkat çekerek, “Biz sizin yerinize de utanıyoruz! Ve sessiz bir şekilde seyirci kalanların yerine uykusuz geceler geçirip "çocuklarımızı nasıl koruyacağız?” diye düşünüyoruz. Son 2,5 yılda toplam 3364 çocuk önlenebilir sebeplerle hayatını kaybederken, oturduğunuz o koltuklar bir kez bile sizi rahatsız etmedi mi? Adalet Bakanlığı verilerine göre 2023 yılında çocuk istismarı suçundan açılan dava sayısı 31 bin 216'dır. Türkiye İstatistik Kurumu, 2008-2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuğun kaybolduğunu açıkladı, sonrasına dair, son 8 yıldır kaybolan çocuklara dair ise veri paylaşılmıyor. Görüldüğü üzere Türkiye'de kayıp çocukların sayısı sır gibi saklanıyor. Sadece 2023 yılında çocuk istismarı nedeniyle yargıya geçen dosya sayısı 66 bin.”dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bartın Kadın Kolları Örgütü, Diyarbakır’da katledilen 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili basın açıklaması düzenledi. Parti binasında düzenlenen basın açıklamasında CHP Bartın Merkez İlçe Başkanı Fatma Mazhar, CHP Bartın Kadın Kolları Başkanı Özlem Özdemir ve Kadın Kolları Örgütü yer aldı.
Kadın Kolları Başkanı Özlem Özdemir, Narin’ihayattan koparanların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.
Başkan Özdemir açıklamasında ayrıca iktidara çağrıda bulunarak İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden uygulanmasını istedi.
“Tüm kız çocuklarının ve kadınların başı sağolsun”
İl Kadın Kolları Başkanı Özlem Özdemir açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Bizler, Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Bartın İl Örgütüolarak, tüm örgütümüzle, üyelerimizle, sivil toplumörgütlerinin temsilcileriyle, duyarlı tüm Bartınlı vatandaşlarımızla, bugün burada 22 yılın gün gün bizi sürüklediği, yüreğimize, vicdanımıza ağır gelen, kabul edemediğimiz bir vahşet için toplandık. Narin'imizi vahşi bir cinayet sonucu kaybettik. Narin için günlerce ağlayan, mezarına notlar bırakan, onu tanımasa da yüreğinde hisseden ve yaşatan, günlerdir her cümlesinin ya başı ya sonu NARİN olan 7'den 70' e tüm kız çocuklarının ve kadınların başı sağ olsun.
“Biz sizin yerinize de utanıyoruz”
Bu vahşetin gelişinin nasıl olduğunu biliyoruz maalesef. "Bir kereden bir şey olmaz", "küçüğün rızası var, bağırsaydı sesi duyulurdu" diyen bu anlayışın bugün geldiği noktanın mimarlarına sesleniyorum: Dün, çocuklara yönelik istismarları araştırmayı reddederek bugün Narin'i, Leyla'yı, Hazal'ı, Zeynep'i kara toprağa mahkûm etmekten utanmıyor musunuz? 2016 yılından bu yana kaybolan çocuklara ilişkin verilerin olmayışından, bu verileri gizlemekten utanmıyor musunuz? Biz sizin yerinize de UTANIYORUZ! Ve sessiz bir şekilde seyirci kalanların yerine uykusuz geceler geçirip "çocuklarımızı nasıl koruyacağız?” diye düşünüyoruz. Son 2,5 yılda toplam 3364 çocuk önlenebilir sebeplerle hayatını kaybederken, oturduğunuz o koltuklar bir kez bile sizi rahatsız etmedi mi? Adalet Bakanlığı verilerine göre 2023 yılında çocuk istismarı suçundan açılan dava sayısı 31 bin 216'dır. Türkiye İstatistik Kurumu, 2008-2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuğun kaybolduğunu açıkladı, sonrasına dair, son 8 yıldır kaybolan çocuklara dair ise veri paylaşılmıyor. Görüldüğü üzere Türkiye'de kayıp çocukların sayısı sır gibi saklanıyor. Sadece 2023 yılında çocuk istismarı nedeniyle yargıya geçen dosya sayısı 66 bin.
“Neden sustunuz?
Narin'imiz, hepimizin tüm kamuoyunun baskısı ile 19gün sonunda bulundu. Soruyoruz, 120 haneli köyde 3 savcı ile Narin'e ne olduğunu, nasıl öldürüldüğünü açıklamayan, her şeyi halktan saklamayı düşünmüş olanlara soruyoruz: Neden Sustunuz? 19 gün o bedeni ruhunuz nasıl taşıdı? "Sizin vicdanınıza ağır gelmeyen ama yıllardır öldürülen yüzlerce çocuğun failini, içini boşalttığınız yargıya teslim etmemek için mi sustunuz? Yıllardır anlamadınız; Canın ve Vicdanın siyaseti olmaz! Çocukların canı üzerinden siyaset hiç olmaz! Bu haykırışlarımız siz vicdan sahibi olun diye değil, halkımızdan çalınan adaleti teslim edin diye. Sizlere ağır gelen o koltuklardan siz kalkıncaya kadar, kayıp çocuklarımızın tek tek hesabını soruncaya kadar buradayız! Narin tek örnek değil ama son olsun diye mücadelemiz... Küçücük çocuklarımıza yaşatılan ve faillerinin cezasız kaldığı kâbuslar bitmiyor. Çünkü, yarattığınız cehennemde o küçücük bedenler yanıyor.
“İlk işimiz, İstanbul Sözleşmesini tekrar yürürlüğe sokmak olacak”
Narin kızımızın hayattan vahşice koparılışının sebebine ve suçlularına henüz ulaşılamamışken Tekirdağ'dan gelen haberle sarsıldık. Sıla bebeğin öz annesinden şiddet görmesi, üvey babası ve komşu çocuklarının istismarı sonucunda hastanede entübehalde olması hepimizi kahretti. 2 yaşında sadece 2! Türkiye'de çocuk cinayetleri ve istismarları, kadın cinayetlerinde olduğu gibi politiktir. Aileyi ve cinsiyetçi tahakkümü kutsayarak kadınların ve çocukların kurban edildiği bu sistem, bu şiddetin, bu cinayetlerin asıl nedenidir. İstanbul Sözleşmesi'ni ve 6284 sayılı kanunu hedef alan, bu ülkenin kadınlarına ve kız çocuklarına "yaşam" yerine "ölüm” ü reva gören zihniyetle mücadelemiz sonuna kadar sürecektir. Buradan sesleniyoruz: İktidara geldiğimizde ilk işimiz, İstanbul Sözleşmesini tekrar yürürlüğe sokmak ve 6284'ü gerektiği gibi uygulamak olacaktır. Çocuklarımızı hayattan koparan, katleden bu karanlık ve vahşi zihniyetteki faillerin bulunması, olayların ardındaki tümgerçeklerin açığa çıkarılması ve faillerin en ağır cezaları almasıiçin titizlikle ve sağduyu ile dava dosyalarını Kadın Kolları GenelBaşkanımız Sayın Asu Kaya önderliğinde takip edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
Haber: Haluk Türkoğlu
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan sitemiz sorumlu tutulamaz.